İŞ HAYATI…

Uzun zaman sonra yani 9 ay kadar bir zaman sonra işe başladım. Başladığım işteki patronum, turizm sektöründeyken 6 sene müdürlük yapmıştı bana 🙂 Hayat şartları beni tekrar Turizme yönlendirdi…

Unuttuğum bilgiler tekrarlanıyor, tabikii eskisi kadar turist gelmiyor ama yine de var…Yurt içi pazarı ve Avrupa pazarında da İspanya ile çalışıyoruz.

Kullanılan sistem aynı 🙂 kendimi burada yuvada hissediyorum, zaten patronum çok çok iyidir ama kocaman bir AMA var; kocaman bir yol var önümde koskocaman hem de Ortaköy/Maltepe güzergahı bu yaşıma kadar asla ve asla toplu taşıma kullanmayan ben (küçük yerde büyüdüğümden evim, okuluma yürüme mesafesindeydi, Üni ise taksi ile gidiyorduk arkadaşlarla toplaşarak, İstanbul’da da 17 senedir ikamet ediyorum hep taksi/araba) şuanda zurnanın zort deiliğindeyim 😦 mesela bu sabah kayboldum 😦 zaten daha 2 gün oldu başlayalı işe neyse şimdi bir dönemeçteyim…Buarada şöyle bir ayrıntı da geçmekte yarar var ben böyle evi/işine uzak yerlerde oturanlara hep laf ediyordum (KARMA)

Yolları dert edip (belki alışmamışlık, belki şımarıklık) geri vites atabilirim, ya da titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime 🙂 geri viteste tekrar evde oturmak, iş arama süreçleri, öğlenlere kadar uyumak ve bir yere ait olmamak diğer tarafta; yollarda sürünmek, yürümek hareket etmek, İspanyolca konuşmak, adranelin ve maaş 🙂 yaniii aşırı derecede …..nokta noktalara ne yazacağımı bilemedim.

Bendeki son durum bu, devam edeceğim yazılarıma her gün bu yazıyı neden yazdım. Türkiye’nin en önemli telekominikasyon şirketinde çalışırken, istifa ettim sonra uluslarası geçerliliği olan koçluk sertifikamı aldıktan sonra, bir dönem koçluk yaptım…Koçluk yapmaya devam ediyorum fakat sanırım yaşım gereği sabah 9:00 akşam 17:00 iş yapmak, iş arkadaşlarıyla takım halinde birileriyle iletişim halinde çalışmayı özledim bu nedenle tekrar çalışmaya başladım, çalışmadığım süreçte manen ve madden zor süreçler geçirdim:( zorluktan çıkınca bir takım şeylerin değerini çok daha iyi anlıyorsun şuan nefes almak,sağlıklı olmak,para kazanmak, üretmek harika ve eşsiz duygular benim için 🙂

Okuyan arkadaşlarımdan yorum bekliyorum! Takipte kalınız efendim…

Sevgiler

Uzun bir aradan sonra Ola!!

Selamlar,

Yazdıklarımı silmeden yazmayı planlıyorum, kurgulamadan,içimden nasıl geliyorsa..

Bayadır yazmıyorum… Bir ara yükseldim, her şeyi yaparım dedim, kafamda harik şeyler kurguladım ama icraata geçemedim. kendimden nefret ettim, izole ettim hayattan çok çok uyudum, antidepresana tekrar başladım…

Koçluk yapmayı bıraktım,arkada bambaşka şeyler dönüyor çünkü, uzmanlık alanım İk da iş aramaya başladım… Özgeçmişim çok kuvvetli ama gel gelelim her işe onaylanmıyorsun, ya eksik kalıyorsun ya da fazla…neyse işten ayrılırken aldığım tazminat bitti yaşım 40 🙂 babam sağolsun bakıyor bu zamana kadar kimseden bir kuruş para yardımı almadım (yani lafım takma tırnak parasını bile sevgilisinden alan kadınlara he yanlış mı yapıyorlar sanıyorum hayır…. kiii ama ben yine de hiç bir sevgilimden/arkadaşımdan yardım isteme taraftarı değilim) neyse bu daha ne kadar devam eder böle acil işi bulmam gerekiyor 🙂 neyse kafamda 80 bin faaliyete geçmeyen düşünce daha önce de yazmıştım tek çocuk olarak büyüdüm ve ailem bu zamanakadar benim yapacağım şeyleri benim için yaptı ki şimdi kalakaldım…

Biliyorum bir şeyler yapmam gerek, biliyorum bu eğitimle/deneyimle bir şeyler yapıp para kazanmam gerek ama üzerimde bir şey var yapamıyorum yani sadece ilanlara baş vuruyorum tabikii talihsizlikler de yok mu ? var var hem de nasıl var hem ekonomi, hem ülkenin durumu anasını satayım ne kadar kötü bir yüzyıla denk geldim her şeyi gördük ve bakalım daha neler görücez…

Yani sonuç olarak keyifsizim a dostlar 🙂 ama kalbim hala herkese karşı pespembe herkesi her canlıyı seviyorum

Sevgilerimle 🙂

Nosce te ipsum

Latincesi “noce te ipsum” olan ifadenin anlamı “kendini bil” demektir.Bütün ruhani değerlere açılış kapısı, felsefi bilimin temel taşıdır ve Delphi’de Apollon Tapınağı’nın girişinde altın harflerle yazar. Sokrates de şöyle der “Kendini tanı” o zaman evreni ve başkalarını tanıyacaksın”

Yani nosce te ipsum “kendini bil” “kendini tanı” demek. 2015 yılında sağ kol bileğimin üzerine, sürekli mesajı almak amacıyla gidip dövmesini yaptırdım ve en içime sinen dövmelerimden biri oldu.

Kendini bil demek, kendini tanı mı ? demek, yoksa kendine dön mü? demek

Kendini tanımak ile alakası olmayan bir mesajı var bence; lakin kendimi tanıyorum da “eeee sonra ne olacak” neye varacağım böyle ? “ayrıca kendimi tanıdım e bir sürü yanlış var bende onları ne yapacağım? bir ton soru öbeği geliyor akla ” tanımak” girince işin içine..

“Kendine dön/içine bak/kendini bil” ise; hatalarla sevaplarla kendini kabul et, kendini bil kimliğine değil, olduğun neysen ona bak içine dön, kendini sorgula, kendini ara, kendini sar sarmala, kendine gül, kendine ağla, kendi hayat amacına bak. İçinde ne varsa dışarıda da o var , senin için küçük dünya, dışarısı büyük dünya… Dünya’nı değiştirmek istiyorsan bunu içeriden değiştireceksin demek oluyor bu bence

Peki bunları nasıl yaparsın?

Meditasyon, Yoga ,Doğaya kaçış, hayvanlara yaklaşış, yürüyüşler, kahkaha , dans, müzik dinle/yap, hobi, karşılıksız yardımlar, birilerini mutlu ederek, çok dinleyip az konuşarak, karmanı temiz tutarak, dharmanı bulmaya çalışarak, dedikodu yapmayarak, güzel söz ederek ,herkesin iyiliğini düşünerek ve bence AFFEDEREK…

Ne demiş Yunus Emre;

İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır?

Kendini bilmek çok önemli bir mevzu tıpkı karma gibi böyle yazılacak iş de değil de işten ben değinmek istedim yoksa haddime değil yani…

Peki benim dövmemden her an aldığım mesaj nedir ? Kendini sev, insanları sev..

Kendinizi sevin…

Kendim İçin…

Monogamy : Tek eşlilik ismin’den de anlaşıldığı gibi sadece bir kişi ile (erkek,kadın,vs) ilişkiye girmek anlamına gelir. Uzun ilişki sayılır ve bazen ömür boyu bile devam eder. Sadece insanlarda değil bazı hayvanlarda bile monogamy görünebilir.

Pologamy : Aynı anda bir’den fazla eş’le ilişki yaşamak. Birden fazla kişiyi sevmek veya ilişkiye girmek. Sadece insana özel değil! Hayvanların çoğunda yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli bir kavram.Çok eşliliği Erkek yapmış ise Polijini, Kadın yapmış ise Paliandri olarak adlandırılır.

Endogami : Evlilik yapılırken (kadın ya da erkek) aile içinden seçim yapılır . Akraba evliliği de denir.

Egzogami : Dışarıdan biriyle evlilik yapma durumu bence en sağlıklısı…

Matrilokal :Erkeğin, kadının ailesinin evinde veya ev çevresinde yaşamasına denir. Bizdeki ” iç güveysini” kelimesinin karşılığıdır.

Patrilokal : Evlenen kadının, erkeğin ailesinin yanında yaşaması

Bilolokal : Hem erkeğin ailesinin evinde hem kadının ailesinin evinde yaşanması durumudur.

Neolokal :Evlenenlerin ayrı bir ev açıp orada yaşamalarıdır.

Sorarat : Eşi ölen erkek, eşinin bekar kardeşlerinden (baldız)biriyle evlenmesi

Levirat : Eşi ölen kadın, eşinin evli ya da bekar kardeşlerinden birisi ile evlenmesi durumu

Heteroseksüel : Duygusal ve cinsel olarak karşı cinse ilgi duyan kişilere heteroseksüel denir. Bunun normal ve genelgeçer cinsel yönelim olduğunu kabul eden anlayışa ise heteronormativite denir

Gey :  Bir erkeğin başka bir erkeğe ilgi duymasına

Lezbiyen : Bir kadının başka bir kadına ilgi duymasına

Biseksüel : Her iki cinse de ilgi duyma durumu

Transeksüel : Doğduğu cinsiyete ait hissetmeyen, yaşı ilerledikçe kendini karşı cinse daha yakın hisseden transeksüeller, zamanı geldiğinde fiziksel operasyonlarla ait hissettikleri cinsiyete sahip olurlar

Travesti : Dış görünümü ile karşı cinsi çağrıştıran kişilere travesti denir. Yani erkek olduğu halde kadın gibi giyinmekten veya davranmaktan hoşlanan veya kadın olduğu halde kendini erkeksi tavırlarda ve giyim kuşamda daha rahat hisseden kişilerdir.

Transgender : Biyolojik cinsiyetine ait hissetmeyen tüm bireyleri kapsayan bir terimdir.

Queer (kuir) : Cinsiyet kimliğinin ve cinsel yönelimlerin sabit olmadığını, heteroseksüel veya homoseksüelleri, tüm insanları belirli kimlik tanımları üzerinden genellemenin doğru olmayacağını ifade eden tanımdır.

Homofobi : Eşcinselleri kabul etmeme, duygusal ve toplumsal olarak eşcinsellere karşı negatif tutumlar içinde olma halidir.

Transfobi : Travesti ve transeksüellere yönelik ayrımcı, önyargılı ve hatta nefret dolu olma halini ifade eden kavramdır.

Not : Hepsi alıntıdır. Kendim yorum katmadım ufacık notlar dışında…

Yeniden Başlasın…(Ay Tutulması)

Ay tutulmasıyla ilgili ben de bir şey yazmasaydım çatlardım lakin; burcum Kova, yükselenim Aslan yani konu beni derinden ilgilendiriyor.

Kova ve Aslan zıt burçtur; her şeyi bu kadar hararetli, duyguları dibine kadar yaşayan bir yapım vardır. Kova diyor ki Ada’cım hadi gidelim Aslan diyor ki b.. yeme otur. Kova diyor ki beyaz, Aslan diyor ki siyah… hal böyle olunca baya bir git-gel yaşadım bu yaşıma kadar…

Birazdan ay tutulacak ve ben iki burcumda da hissedeceğim zaten başladı geçen haftadan da neyse ; ne olacaktı arkadaşlıklar/ortaklıklar/dostluklar bir sallantıya girecekti kopacak olan kopacaktı kalan sağlar bizim olacaktı tam da bunu yaşadım. İş konusu böyle yeni atılımlar, yeni başlangıçlar böyle bir karar verememeler bunu da yaşıyorum çok şükür…Sağlığı geçiyorum ve Aşk’a geliyorum aslan da yeni tanışmalar başlangıçlar, kova sağolsun olanı da bitiriyor ,eskilerle karşılaşıyor falan…yani karaşık işte gel de çık işin içinden ve herkes de ayrı yorumluyor tabii…

Peki bir soru ? Bu ay tutulması olmasaydı bu durumları yaşamayacak mıydım? Ben takılıyorum bu tarz şeylere, inanıyorum tabiki orası ayrı ama ama çok da abartılıyor gibi, bir sürü astrologlarla toplu dualar,zikirler vs giriyor işin içine bir de, inansan yapsan vakit yok e yapmayınca aklın kalıyor, yorumları okuyunca negatifse hele okuyunca o tarafa yöneliyorsun gibi, sanki bir manipüle var gibi hele bir de takip ettiklerin amatör astrologlarsa yandın 😦

Sanmayın ki saygı duymuyorum, kabul ediyorum ben de yaşıyorum ama şunu da biliyorum herkesin doğum haritasıdır aslolan herkes o düzeyde etkilenecektir diyerek şimdi tutulma için 🙂 rituel yapmaya gidiyorum 🙂

Kalın sağlıcakla

İş,etik,motivasyon…

İş ortamında belirsizliklerin giderek artması, teknolojinin önlenemez yükselişi, dünyanın tek bir pazar haline gelmesi,  insan haklarının artan önemi ve bunun gibi birçok etken iş hayatında ahlakın rolünü önemli kılıyor. “ İş Etiği “ örgütlerin en önemli varlıkları arasında yerini alırken, korumak ve pekiştirmek de Yönetimin ve İnsan Kaynaklarının görevlerinden biri haline geliyor.

Motivasyon kavramı ise, insan ilişkilerine yön veren en önemli kavramlardan birisidir. Hangi türde olursa olsun bütün işletmelerin, kurum ve kuruluşların ortak hedefi insanların çabalarını ve ihtiyaçlarını gerçekleştirmektir. Bir işin yapılabilmesi için insanın istekli olmasını, işi benimsemesini ve bununla ilgili çaba göstermesi gerekmektedir. Bunu sağlayacak olan bireyin motivasyondur. Bireyin kendisinin çalıştığı kurumdan sağlamayı amaçladığı  maddi ve manevi kazanımların karşılanıp karşılanmaması  ve kurumdaki genel iletişim ortamı, ilişkilerin sağlıklı düzeyde olması gibi durumlar bireyin motivasyonunu olumlu ya da olumsuz yönde etkiler.  Burada unutulmaması gereken bütün çalışanların istekleri ve davranışları, arzu ve istekleri birbirinden farklıdır ve tatmin edilmesi oldukça güçtür.

İnsan Kaynakları Yönetiminin insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere hareket eden bir disiplindir. Sürekli olarak çalışanı anlamaya çalışır ve çalışanların ihtiyaçlarını gözlemleyerek onları tatmin etmeye çalışır. Çalışanlar da tatmin işlerinden tatmin oldukça motive olurlar ve işlerine, çalıştıkları kuruma daha bir bağlanırlar. İnsan kaynakla yönetimi bunu tatmini sağlarken etik ilkelere bağlı kalmak zorunda kalırlar.  Çünkü, etik davranışlarla muamele gören çalışanlar yine bu davranışlarla karşılık vereceklerdir. Böylece, çalışanların motivasyonları artacaktır. Ancak, etik ilkelerin tamamının çalışanlarca benimsenip içselleştirilmesinde ve buna bağlı olarak oluşan örgütsel etiğin yapılandırılmasında yöneticilere ve İnsan kaynaklarına büyük sorumluluklar düşmektedir. Şirketlerin başarıya ulaşmasında çalışan motivasyonun çok önemli bir etken olduğu için, yöneticilerin çalışanlarıyla ilişkilerinde etik ilkeler çerçevesinde davranması gerektiği söylenebilecektir.

Karmamla döverim :)

Artık biraz biraz asıl konulara girelim… Nedir karma ? diye aratıldığında ilk çıkan ezberler “ne ekersen onu biçersin”, “sanskritçe anlamı şu…..bu….kelimenin kökü bu…..” “Hintliler, Budistler …” eee başka?, bu kadar mı? Çok önemli bir konu hatta karma hayatın ve var olmanın kendisi bana göre; belki abartıyorum bilmiyorum ama okudukça daha bir içine giriyorum.

Şimdi yukarıdaki bilgilere tabikii saygım sonsuz, ben de onları ezberledim ama daha derine inmek gerekirse; mesela karma süreçlerimiz ne kadar zamanda bir değişir ya da karma temizliği nasıl yapılır ya da karmanın asıl mesajı ne ? İçinde hangi yasalar var ve tabiki çoğu kişinin hatta bizim dinimizin kabullenmek istemediği reekarne durumu …

Bunu bir seri yazı olarak yazmayı düşünüyorum. O halde yavaştan başlayayım karma aslı karmandır. Sanskritçede kri kökünden gelir ve ingilizce “creative” kökü de sansk.. kridir; yani tamamıyla yaratımdır karma…

Nasıl bir yaratımdır şöyle ki; içinde çekim yasası, inanç, bilinç, bilinaçtı, seçim, kadere boyun eğmemek,yapma kelimelerini ihtiva ediyorsa yaratımdır (bu tamamen bana göre olan düşüncedir), yani kendi hayatını kendin yaratırsın
Biz şu an hangi konumda, hangi durumda bulunuyorsak, bunu kendimiz oluşturmuş, kendi konumuzu bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendimiz yaratmışızdır; yani karma hem geleceği oluşturan bir şey hem de geçmişin bir yankısı çünkü gelecek diye baktığımız önce “şimdi”ye sonra da “geçmiş”e  dönüşür. Geçmişte şimdiki anımızı, ardından geleceği tesis eder.

Peki Karma nedir? Ne değildir ?

Karma felsefe olarak, umutsuzluğun tam ortasında umut barındırır ve bize kişisel gelişimizi sürdürecek cesareti sağlar.
Karma psikolojik-manevi gelişim yasasıdır, her eylem için eşit ve zıt tepki öngörür.
Karma bilincin evrimini sağlamak için tasarlanmış bir süreçtir.
Karma özgürlüğü ifade eder.
Kendi eylemlerimizin tamamından sorumlu olmamızı sağlayan, bizi, bu eylemlerin sonuçlarını kabul etmek durumunda bırakan bir doğa yasasıdır.

Kader, kısmet, tevekkül ,yasak, yargı, ceza, acı, korku değildir, bir din değildir,

Vermek istediği ana mesaj “İyi insan ol” şuan yaşadığın durumu- konumu anla ve değiştirmek için bir şeyler yap çünkü yaratım senin elinde…Birileri bir şeyler mi yapıyor bırak onların kendi dersleri, kendi karmaları sen karışma üzerine alınma ( bunları okurken diyeceksin ki belki yazması/söylemesi kolay hayata geçirmek zor, evet çok haklısın , ama sen istersen gelişirsin karmayı öğrenmeyi, hayat felsefesi yapmaya niyet edersen inan bana oluyor bu sanılmasın ki öyle yara bere içinde herkese her şeye tamam de, biri seni üzdükçe üzsün, senin duygularınla oynadıkça oynasın, buna tabiki izin vermeyeceksin tabiki de bir aksiyon alacaksın ama yapacağın şey kendinle ilgili olacak, senin başkasıyla işin yok kendini değiştireceksin sistem bunu gerektiriyor malesef )

Yani ne demişler , “iyilik yapan iyilik bulur” , “rüzgar eken, fırtına biçer” tam da olumlu ve olumsuz karma cümleleri bunlar..

Herkese iyi hafta sonları

Sevgiyle kalın….

Ne kadar da Mükem mel sin

Bugün “Black Swan” adlı filmi 2. kere izledim ilk defa izlediğimde bu farkındalıkta değildim sanırım. Filmdeki kuğumuz nasıl hırslı nasıl hırslı, bilmeyene hikayeyi çok kısa geçeyim; kız bir balerin ama çok çocuk ruhlu ve iyi kalpli yani beyaz kuğu ama mevzu şu ki bale yönetmeni siyah kuğu da olmasını şehveti,saldırganlığı,tutkuyu ve çekiciliği de katsın istiyor. Performansta istenen şey ise beyaz kuğu var siyah kuğu var; bir prens var beyazı istiyor ama siyah kuğuyla evleniyor beyaz kuğu da intihar edip özgürleşiyor. Bu kızımız siyah kuğu olamıyor derken, sonunda baya ihtiraslı bir siyah kuğu da oluyor, ama aklını yitiriyor yani..

Bu filmi izlerken kendime baktım ve dedim ki şu kızın hırsından bir gramda ben de olsa, mükemmeliyetçiyim orası cepte ama hırs fena bir şey sağlığını bozdu gül gibi kızın 😦

Şimdi biraz mükemmelik nedir ? Onu aktarmaya çalışayım, kendince bir takım standartlar koyarsın, kendi özdeğerini o standartla eşit hale getirirsin ve standarta ulaşsan da hep kendini başarısız görürsün ve öz eleştiriler, kendini yerden yere vurmalar artık yaşam biçimin olur .

Mesela ben kimsenin çok bilmediği bir hastalığa sahibim aşırı yeme bozukluğu kendimin özdeğerini incelikle bir tutup kilo aldığımda kendinden uzaklaşıp, depresyonlar kraliçesi olabiliyorum. 58 kg iken yağ aldırdım tam tamına 5 saat operasyon geçirdim sonra PT ile çalışarak 48 kg kadar indim ama sonra ne oldu 🙂 3 ayda 83 kiloya kadar çıktım vs vs. Benimki yine diğer hikayeler yanında hafif kalır.Bu benim hikayem..

Mükemmelikte her şey harika yapacağım diye düşünüp kaygılanmaktan işe başlayamayanlar, ev temizliğine başlayıp 9 saat yer silenler,sosyal hayattan kopmalar,sınavda derece korkusu olan çocuklar, davete katılmak için hazırlanıp kendini eksik hissedip davete katılamayanlar gibi gibi…

Mükemmel olun ona kimsenin sözü yok, yaptığınız iş için elinizden geleni yapın ama standartlarınızı çok yüksek tutmayın, özdeğerinizi o şeyle bir tutmayın ya da aksilikleri göz önünde bulundurun, yaşadığınız ülke koşullarını keza..

Hırs da aynı şekilde hırs başarı getirir ama dozunda her şey dozunda güzel…

Hayat Mükemmel ve Çok Hırslı Olmak İçin Çok Kısa Bence….

Düşünce,duygu ve davranış…

Duygu, düşünce ve davranış bilişsel davranış yaklaşımın konusudur. Düşünce neyse duygun o olur, duygun ve düşüncen doğrultusunda da davranışın gerçekleşir. Bu bağlamda bu 3’lü paket sizin hayatınız olur.

Bir örnekle açıklayacak olursak senin düşüncen “Bugün yolda Murat’ı gördüm bana selam bile vermeden geçip gitti ” duygun “ben yetersizim” davranışın “bundan sonra ben de ona selam vermeyeceğim”

Bu arada şunu atlıyorsun belki gerçekten görmedi, belki ciddi bir dalgınlığı vardı, belki sana karşı bir durumdan kendini suçlu hissediyor gibi gibi.. bunu kafanda bir düşünceyle yola çıkarak hem kendinin o kıymetli anını berbat ediyorsun hem de belki karşındakinin karmasına giriyorsun bunun yerine sen gördün yanından geçti gitti ” telefon et sor” ya da “sen laf at nasılsın vs” diye en azından anla durum nedir ? Bu arada seni gerçekten de görmezden gelmiştir, vardır kendince haklı sebebi onu da öğrenmiş olursun ve o zaman aksiyon alırsın yani demem şu ki karşındaki kişinin bir hareketinden yola çıkarak duygu/düşünce/davranış çarkını çalıştırdığında karma çalışıyor, zamanından gidiyor , o anda negatif oluyorsun diğer düşüncelerini tesir ediyor vs. arkadaşının bir selam vermemesinden nerelere geldin bak..

Zamanınız kıymetli, olumlu/olumsuz düşünceler çok önemli, karma çok çok önemli, kimseye bunlar için yük yüklemeyin, kendinize bakın yolunuza bakın, kendinize şefkat gösterin…

Sevgiler

Sonunu bildiğin kitabı okuma…

Uzun zaman ilişki yaşamamış olduğunda, ya da kısa süreli art arda ilişki yaşadığında ya da çok uzun süre ilişki yaşamayıp artık duygusal anlamda bıçak kemiğe dayandığında karşına biri çıkar ve ilk görüşmeye gidersin. Kimyan, fikirlerin, düşüncelerin ortada kalır diğer görüşme için şans verirsin; ikinci görüşmeye de gidilir ve bu defa da içine oturmayan böyle sana iyi gelmeyen alttan alta seni dürtükleyen bir duygu vardır. İşte yokluktan ve yukarıda saydığım durumlardan dolayı devam edersin…

Genelde (%95 lik bir oran verebilirim) bu ilişkilerin sonucu hüsran olur; hem de nasıl, hem de şöyle ;

İlk başta karşı taraf isteklidir, heveslidir sende oturmayan şeyler varya; sen bir cazip gelirsin, uzak olduğundan zamanla alışmaya başladığında hop dengeler değişir bir anda kendini neden aramıyor ki derken bulursun 🙂

Ailesi senin tarzını hiç uygun değildir önce görmezden gelirsin ama sonra çok batmaya başlar bu durum neden ? Çünkü o şahıs o ailenin çocuğu…

Birkaç yalanını yakalarsın başkasına söylerken, genelde işlerini kolaylıkla halletmek, ya da kendini olaydan sıyırmak için söyler ve belki yalan söylerken kullandığı zekası hoşuna bile gider, ama; ya sonra inan ki aynı zekada söylenecek sana da binlerce yalan…

Aaaa en tehlikeliler; evliler önce bunu saklar çok uzun zaman ta kii sen yakalayana kadar bazıları da dürüsttür (!) güya söyler sana evli olduğunu ama ilk görüşmede olmamak kaydıyla işte sen alıştıktan sonra o dipsiz kuyuya çekilirsin her 3 ayda bir boşanacağım ama kadın hasta, ama çocuk ama şuan maddiyat ve nafaka mevzuları …yani anlayacağın o zekasını sevdiğin adam varya yalancı şimdi beğen o zekayı işte bak nasıl seni de puntuna getirdi

Bir yere gidersin insanlara, hayvanlara davranışı kötüyse zaten bak kaç oradan o zaten daha insan bile olamamış olamamış…bu gruba parası olup da böyle seni satın almaya çalışanları da ekliyeceğim seni ezikleyen sen ne bilirsin deyip sürekli aşağlama çabasına girenler gibi gibi…

Cimriler korkunç …. parasını seninle paylaşmayan, hayatını seninle paylaşır mı ? yanii bence paylaşmaz gibi gibi..

Yukarıdakiler en çarpıcı olanlar tabiki bunlar çoğaltılabilir ama takdir edersiniz ki insan yaşadığı ya da duyduğu kadarını biliyor ve deneyimliyor o nedenle benim aklıma gelenler bunlar ha tabii tam tersi de çıkar %5 lik kısımda çıkar mı çıkar…

Allah sizi bu %5 liklerle karşılaştırsın…

Amin